Birbirleriyle ilişkilerini göz önünde bulundurmamız gereken psikoterapinin üç aktörü nedir?

Resim
Psikoterapinin seyrini etkileyebilecek üç aktör vardır ve bunlar danışan, terapist ve nadiren bilinen danışan-terapist etkileşimi veya terapötik ilişki olmak üzere üç temel unsurdur. Psikoterapinin her iki taraf için de büyük bir anlamı vardır ve olumlu etkilerini görmek amaçlamaktadır. Terapi seanslarının sonunda danışan düşüncesi, duyguları veya davranışları hakkında içgörü kazanmalıdır. Danışan açısından baktığımızda, terapinin ana yapısında ortaya çıkan ilişkili bazı faktörler vardır. İlk olarak, danışan terapistin yardım etmesi için gönüllü olmalıdır. Danışanların, demografik özelliklerinin ötesinde, zihinsel olarak motive olmaya hazır olmak, olumlu sonuçlar elde etmek için daha yararlıdır ve terapist ile danışan arasındaki ilişkiyi etkiler. İkinci olarak, terapist terapiyi oluşturur ve bir lider olarak terapinin kontrolünü ele alır. Bu nedenle, hem bireysel hem de teorik olarak bir çok yetkinliğe sahip olmalıdır. Amacının danışana yardım etmek ve dış dünya ile ilgili günlük duygu...

Şükretmek

 

Şükretmek... aslında hepimizin ne anlama geldiğini bildiği aşina olduğumuz bir tabir değil mi? bu blogu açmaya karar verdiğimde aslında yapmak istediğim tek şey duygularımı yazıya dönmek, kendimi, duygularımı farkedip iyileştirmekti. Çünkü biliyordum ki bu bana iyi gelecek. Bir ekim günü yine kendinden bekleneni yaptı ve bugün yağmurlu bir güne uyandık. İçimizi ısıtan o sıcak kahve kupasını klişelere uyup ben de hazırladım ve düşünmeye başladım her zamanki gibi. Şükretmek... Sahip olduklarımızın ne kadar değerli olduğunu fark etmek... Bizi yaşamak için zorlayan, yeri geldiğinde destek aldığımız kavramlardan biri. Ne kadar şanslıyız, şükretmemize imkan tanıyan bir evrene sahibiz. evren bize tüm imkanlarını sunuyor ve onu kullanacak olanlar biziz. Bu söylediklerim her ne kadar anlamsız gelecek olsa da bazılarınıza, sadece düşünün. şu an bu yazıyı okuyan gözleriniz olmasaydı neye şükrederdiniz? Şükretmek, minnet duymaktır, sahip olduklarımızın değerini farketmektir. Daha iyisini istememizi harekete geçiren duygudur. Yani şükretmek sadece sahip olduklarımızla yetinmek değil, daha fazlasına sahip olabileceğimiz potansiyeli görebilmemizdir. Şükretmek iyileştirici güçtür. 



Şükrediyorum çünkü, sağlıklıyım ve her işimi kendim halledebilecek bir bedene ve zihne sahibim. potansiyelime güveniyorum. Gücümün farkındayım. Her an daha da iyi olmak için çabalamak beni mutlu ediyor. doğduğum andan bu ana kadar hayatımda yer edinmiş tüm insanlar bambaşka öğretilerle aslında varolan bugün kü beni yarattı ve ben olmadığım zihindeyim. 





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AY TUTULMASI- Yılın son ay tutulması ve karantina

What are the differences between cognitive and behavioral therapy?

Ben kimim? İdealimdeki ben kim ve ona nasıl ulaşırım?